Dügün Tv Aydin Çine
Çiftlerin çalıştırdıkları sevgi dillerinin çeşitli olması bazen insanlar arasında sevginin anlaşılmamasına yol açabilir. Eğer taraflardan biri sevgisini farklı bir biçimde ortaya qoyursa, bunu anlamayan diğer taraf hayal kırıklığına uğrayarak sevilmediğini düşünebilir.
Eğer bir çocuk her an “Seni seviyorum” sözleriyle böyüdülürsə, o çocuklar büyüyüp evlendiğinde eşinden da aynı şeyi bekleyebilir. Ve eşinin sevgi dilini öğreninceye kadar sevilmediği düşüncesine kapılıp kendini de, sevgisini de ifade etmeyebilir.
Takdir etmek veya tasdik etmek de bir tür sevgi dilidir. “Ne güzel geyinmisen”, “Hazırladığın yemeği beğendim”, “Bunu ne güzel yapmışsın” vb. bunlar da sevginin bir ifadesidir. Ancak bazı insanların sevgi, onay sözcüklərinə o kadar ihtiyaçları olur ki, bunu aşırı bekliyorlar. Bu ise artık ebeveyn-çocuk ilişkilerindeki bazı hatalardan kaynaklanmaktadır.Böyle bir insanla evli olanlar sevgi sözcüklerini az kullandıkları takdirde eşlerini mutlu etmekte güçlük çekecekler. Aynı eşi da büyük olasılıkla değer verilmediği, sevilmediği duygusuna kapılacak.Böyle durumlarda eşinin o ihtiyacını anlayan insanın sevgi sözcüklerini daha çok kullanması gerekmektedir. Bu insanlar arkadaşlarının iyi yanlarını bol övmeli, ancak yanlış olduğunu düşündüğümüzde de bunu onlarla paylaşmalıdırlar.
Başka bir sevgi dili de hədiyyələşmədir. Hep hediyelerle büyütülen insanın eşinin ona hediye vermemesi yukarıda anlattığımız duygulara kapılmasına yol açabilir. Fiziksel temas da başka bir sevgi dilidir. Buna öyreşen insanlar öyle hep toxunulmağı, oxşanmağı beklerler. Hizmet göstermek de bir sevgi dilidir.
Sevgi dillerinden bir başkası da özel beraberliktir. Yani ki, çiftleri otururlar, saatlerce günlük olayları konuşuyorlar, saatlerce sohbet ediyorlar.
Insanın karşısındakine sevgisini ifade edebilmesi için mutlaka “Seni seviyorum” demesi gerekli değildir. Ona göre de, karşımızdaki insanı iyi tanıyıp, onun sevgi dilinin ne olduğunu bilsek, münasebetlerimizdeki ahengdarlığı da korumak kolaylaşacaktır.
Hiç yorum yok: