Dügün Tv Aydin Çine
Peki erkekler ne yapıyor?
Kadınların susup gittiği, gitmekten başka etmeye bir şey bulamadıklarından, “elveda” yerine kapının cırıltısının konuştuğu (o kapıyı yağlamamışdı belki kişi, bu nedenle savaşmışdılar) anlar tartışmasız ki, çok üzücü, ama pes erkekler … Bu getmələrin en büyük sebebi olan ihanetle karşılaştığında ne olur erkekler? Bana bir kişi hakkında konuşmuşlardı, karısının başkasıyla gezdiğini biliyordu, mesajlarını okumuştu, sokakta arkasından kendisine yönelik gülüşleri duyuyordu, kinayələrə, tənələrlə dözmeli olurdu ve o kişi bir gün karısının cehizlərini bir makineye toplayıp mesuqunun kapısının ağzına boşaltmışdı. Bu tragikomizmdir, o kişinin çok da akıllı olmadığını da bana dediler. (Bu kadına akıl dözərmi ki?) Ama ihanete uğramış kişi bedbextlerin kralıdır. Bir düşünün. Kadın susarak gider ama anladar yakınlarına kocasının yaptıklarını. Erkeklerin hain olduklarına dair sağlam bir kamuoyu var zaten, bu yüzden de kimse kadını suçlamaz, ona acıyarlar, haline yanarlar, ama asla peşinde gülməzlər. Bes ihanete uğramış erkekler nasıl? Günleri zehir olur, günde bin tene duyarlar, bin kişi yüzlerine vurur, duyurur, öyleleri yalandan onun hanımıyla aşk yaşadığını uydurur, böylece hayvan dedelerinden kalma erkəkliyi ile övünür ve kocası alçaltmaqla kendisinin yükseleceğini sanır. Erkeğe dünya zehir olur. Bir yandan eşinin sırtına sapladığı bıçak, diğer yandan çevresindekilerin o bıçak yarasına döktükleri tuz. Küçük eyalet şehirlerinin belki de tek eğlencesidir bu adamlar. O adamlar alçaldıkça alçalarlar, bazıları artık bu halini alır ve halk “xoşqeyrət” adlandırdıkları tabakaya yazar onun adını. Toplumda ve ailede hakimiyeti erkeğe vermiş halk kişinin bu bacarıqsızlığını bağışlamazlar, onu yok etmek için her şeyi yaparlar. İşte bu yüzden de toplum erkeğe ihanet karşısında iki yol koyup: “Ya kadını öldürmeli, ya da boşamalısan”. Üçüncü yol da var, bu da “xoşqeyrətlik” dir. İşte bu kişimərkəzçilik yüzünden namus cinayetleri kullanılır. Ama erkeklerin hepsi böyle olmazlar. Hayata küser, içtikçe içer, kadın dudağı yerine butulkanın dibini öperler, unutmazlar, sevgi sözüne nefret eder, yaşayamadıkları gibi ölebilir de bilmezler. Mityanın muhabbeti Harita (İvan Buninin hikayesidir) duydunuz? Katyanın ihanetine uğrayan Mityanı hiçbir şey sakin etmiyor. Parayla cinsel ilişkide olan köylü kız da ilişki biter bitmez ona sorar: “Diyorlar, piyasaya ucuz çoşqalar gelip …” Yağışlı ve sıkıcı köy hayatında Mitya aldığı mektuptan sonra ihaneti olabilir. Kendini yüz yaşında hisseder, gençlik neşesi kaçar, öyle kötü özler ki … Bu darıxmağı en azından tek bir dakikalık sakinleştirmek için elini atar tapançasından ve beynine neşe ile, sevinç ile ateş açar. Yani, dostum … Kadınlar susar, ama … Erkekler susa bilmez …
Kadınlar gider belki de başka bir çift kollar arasında kendini mutlu hisseder ama … Erkekleri hiç ne ovutmaz, her şey vefasız yarı hatırlatır, toplumun onu kendisinden habersiz belirlediği “aile başkanı” nın sorumluluğu ile gemisi batmış kaptan gibi kendini vurur, devesi ölmüş Arap ki, uçsuz bucaksız çölde ölümünü bekler. Kadını öldürür, ömrünün uzunca bir bölümünü erkeklerin arasında qadınsızlıqla hatırlar, çocukları başsız, kendisi tutuklu kalır ve ömrünün kalan yıllarını açtığı bir el ateşi, vurduğu üç çift, bir tek bıçağı düşüne düşüne çərləyər, ölür … Erkekler susarak cehenneme gider …
Hiç yorum yok: